Birçok şey birini zehirli veya taciz edici yapabilir. Bu insanlar size ne yaptığını tam olarak bilirler ve bu her zaman kasıtlıdır. Sorumluluğu reddettikleri için nadiren yardıma başvururlar.
Burada istismar olarak ifade etmeyi tercih ediyorum çünkü istismar günlük yaşamda kullandığımız cinsel taciz gibi dar bir anlam içermez. TDK istismarı "Birinin iyi niyetini kötüye kullanmak ve sömürmek" olarak açıklar ve tam yerinde bir ifadedir. Böylece artık istismarı fiziksel şiddetten ve tacizden bağımsız olarak düşünerek yazımıza devam edebiliriz. Peki fiziksel istismarın dışındaki istismarlara nelerdir? Biz bugün duygusal istismarcılardan bahsedeceğiz.
İnsanlar her zaman "Kimsenin bana böyle davranmasına izin vermem" derler. İstismarın her zaman fiziksel veya doğrudan sözlü olmadığının farkında değiller. Bazı istismarlar daha sinsidir ve sizi onların kötü davranışlarını kabul etmeye programlayana kadar sürekli küçük kararsızlıklarla yavaş başlar. Duygusal mesafe ile sizi cezalandırır ve değersiz hissetmenize neden olur, istek ve ihtiyaçlarınızı yavaş yavaş görmezden gelir, sevilmediğinizi veya önemsiz hissetmenizi sağlar. Bu, en sonunda kendinizi bu pozisyona nasıl geldiğinizi merak ederek bulduğunuz ilerici bir manipülasyondur.
Duygusal olarak istismarcı insanların çoğu, pek çok alanda karşılarındakini istismar ederler. Toksik insanlar eleştirel ve suçlayıcıdırlar; parmakla işaret eder, hata bulur, istismar eder ve kusurları ortaya çıkarırlar.
İstismar etmek için size vurmak zorunda değiller. İyi niyetinizi kötüye kullanım, incitici sözler, kötü yorumlar, asılsız suçlamalar, eleştiriler, saçma sapan sözler, zorbalık, yıldırma, tehditler, saygısızlık, sizi susturma girişimleri, duvar örmek, görmezden gelmek, reddetmek, öfkelenmek, lakap takmak, size veya duygularınıza gülmek, dinlememek, konuşmanıza izin vermemek, sizi susturmak, sohbetleri kapatmak, sizi dışlanmış veya önemsiz hissettirmeye çalışmak, sizi kontrol etmek, nasıl olmanız gerektiğini veya nasıl hissetmeniz gerektiğini söylemek, sizi veya duygularınızı küçümsemek veya önemsizleştirmek, duygularınızı utandırmak, toplumsal olarak utandırmak, size çocuk gibi davranmak, çifte standart uygulamak ve ikiyüzlü olmak, manipüle etmek, dedikodu yapmak, aleyhinize dedikodu ve söylenti kullanmak, yargılamak, sizi sömürmek, zayıflıklarınızı ve kusurlarınızı ortaya çıkarmaya çalışmak, sınırlarınızı görmezden gelmek ve ihlal etmek, işinize karışma ve müdahale etme (kontrol), istenmeyen tavsiyeler ve istenmeyen olumsuz görüşler verme, benlik saygınıza saldırıda bulunma, günah keçisi ya da duygusal kum torbası gibi sizi kullanma, saldırgan ya da pasif saldırgan olmakla suçlamak, size emir vermek, size ne yapmanız gerektiğini söylemek, bir otorite ya da diktatör gibi davranmak........ offff! ne çok değil mi? Maalesef bitmedi. Sadece bir durup düşünme molası verdim.
Devam edelim; kibirli davranmak, küçümseyici sözler söylemek, size aşağılık bir varlıkmışsınız gibi davranmak, sizden üstün davranmak, kendiniz olarak davrandığınızda sizi hakir görmek, gaza getirici ve olaylara sebep olan olarak etiketlemek bu insanların ortak davranışlarıdır.
Onlar asla sorumluluk kabul etmeyen ya da özür dilemeyen, pişmanlık duymayan, empatiden yoksun, kaba ya da zalim davranarak olumsuz duygular uyandıran, sizinle sevdikleriniz arasında bir çukur açmaya ve bölmeye çalışan ya da aranızda kaosa neden olan tiplerdir. Savunma sisteminizi devreye soktuğunuzda, ondan uzaklaştığınız veya ilişkinin sona erdiğinizde veya sınırları kullandığınızda, bir hak duygusuna sahip olduğunuzda, kendiniz için ayağa kalktığınızda ve ona kızdığınızda sizi suçlarlar, sizden onların davranışlarına katlanmanızı ve hoşgörü göstermenizi beklerler, onlara ne derlerse "uymak" zorunda bırakırlar ve size kötü davrandıktan sonra bile kurbanı oynarlar, sizi onları incitmekle ve saygısızlık etmekle suçlarlar.
Okudukça kendi kendinize "İnsan bunlara nasıl sessiz kalır ki?" diye düşündüğünüzü anlıyorum. İnanın kalınıyor. Kendi hayatınızda da dozu farklı olsa bile benzerlerini yaşadığınızı fark edebilirsiniz. Kimi istismarlar hiç ummadığımız bir cümlenin altında bile gizlenmiş olabilir.
Bu istismar davranışları kurban tarafında nasıl karşılanıyor?
Duygusal istismar şu şekilde çalışıyor:
Size bağırılır ve sonra, daha iyisinin olacağını bilmeden, kendiniz için ayağa kalkarsınız.
Bunun güçlü olmanın bir yolu olduğunu düşünürsünüz. Bunun bir savunma taktiği olduğuna inanırsınız. Ama bu sadece daha fazla çığlığı getirir.
Sessiz kalmak da daha fazla çığlık atmaya neden olur, ancak genellikle tehditleri minimumda tutar. Sadece çığlık atmaya devam edersiniz.
Böylece susmayı öğrenirsiniz. Ölü rolü nasıl oynanır artık bilirsiniz. Ses çıkarmadan nasıl ağlanır, bilirsiniz. Ses nasıl yutulur, bilirsiniz. Yanaklarınızı nasıl sileceğinizi, arabadan nasıl ineceğinizi ve gününüze nasıl devam edeceğinizi bilirsiniz. Oskarlık bir performans sergileyecek kadar iyi bilirsiniz. Ve çığlıklar durduğunda, istismarcıyla yan yanayken ve belki bir arkadaş buluşmasında tüm dostların gülümsüyorken, herkes iyilik isterken, siz hala incinmiş ve sinirlisinizdir ve onlara "Nasıl iyi olabilirim ki?" diye sormak istersiniz. Bunları söylememiş gibi nasıl davranabilirsiniz? Nasıl unutmuş olabilirsiniz? Ama öğrenirsiniz. Yani, "Ne güzel gülüyorsun!" derler, hatta "Ne kadar mutlu görünüyorsunuz!" derler, siz dinlersiniz ve yine ölüyü oynarsınız. Sesinizi yutarsınız. Ve bazen sizinle kimin konuştuğu önemli değildir, en yakın arkadaşınız olmaları önemli değildir, eleştirilerinin yapıcı olması önemli değildir. Susmayı öğrenirsiniz.
İstismara uğrayan ne yapabilir?
Öncelikle zorlu bir süreç olduğunu kabul ediyorum. Güçlü bir insan olmanın bunda ciddi bir etkisi var mıdır, bence tartışılır. Çünkü burada güçlü olmanın temelinde ne olduğu önemlidir diye düşünüyorum. İstismarda ihtiyacımız olan gücü "bilinçli farkındalığa sahip olarak" bulabiliriz. Bilinçli farkındalık bize içinde bulunduğumuz durumu net olarak gösterir. Ama buna erişebilmek için en temelde ihtiyacımız olan yegane şey; KENDİMİZE KARŞI DÜRÜST OLMAKTIR. Kendimizi kandırdığımız müddetçe hiçbir şeyi değiştiremeyiz. Seanslarımda ve konferanslarımda sürekli söylediğim bir şey var: Kendimize ait sınırları ilk biz aşarsak bir başkasının istismarını engelleyemeyiz. Kendi sınırımıza önce biz saygı göstermeliyiz. Bunun için de kendimizin ne olduğuna karşı kendimize dürüst davranmalı, önce kendimizle yüzleşmeliyiz.
O zaman istismardan kurtulabilmek için şu 7 adımı izlemek yardımcı olabilir:
1. Yanlış bir şeyin olduğunun farkına varın
2. Neler olduğunu adlandırın
3. İstismar yaşadığınızı kabul edin
4. Kendiniz ve istismarcının motivasyonları hakkında bilgi edinin
5. Neyi kabul etmek istediğinize karar verin
6. Sınırlarınızı belirleyin
7. Bilinçli olarak kendinizi iyileştirin
Kendinizde bu farkındalığa ulaşmakta sorun yaşıyorsanız mutlaka bir uzmandan destek alın.
Comments