
Huzurlu bir hayat yaşamak için Başkalarının Görüşleri İçin Endişelenmeyi Nasıl Durdurursunuz? "Başkalarının fikirleri ve sizin için ne düşündükleri hakkında endişelenmekten nasıl vazgeçilir?" dediğimiz konu geliştirmeniz gereken bir beceridir. Başkalarının görüşleri için endişelenmeyi nasıl durduracağınızı öğrenebilmeniz için zihniyetinizi ve görüşlerinizi değiştirmeniz gerekecektir. Başkalarının fikirleri ve sizin hakkınızda ne düşündükleri konusunda endişelenmeyi bırakmayı öğrenmek sizi kötü bir insan yapmaz. KENDİNİZ için başkalarının yargılarından özgür bir hayat yaşamayı öğrenmektir.
Hayatımın çoğunda başkalarının benim hakkımda ne düşündüklerini asla küçümsemedim ama yine de bunu dert etmeden ne istersem onu yaptım. Özellikle sağlık konusundaki yaşadığım zorlu sürece ve aynı dönemde babamın ani vefatına kadar bazı insanların başkalarının fikirlerinden gerçekten nasıl etkilendiklerini anlayamıyordum. İçine düştüğüm kaygı ve net bir şekilde korku duygusunun neticesinde ben de birdenbire HERKES ve HER ŞEY için çok endişelendim! Çok güçlü olmaktan, zayıf olmaktan, çok gürültülü olmaktan (ki bundan gurur duyuyorum), küstah olmaktan, sahtekâr görünmekten ve ben olsam beni sevmeyeceklerini düşünmekten endişelenmeye başladım. Bu kendini zorlama hali neticesinde zihnim perişan bir hale geldi. En doğal ve basit hatalarımda bile uzun süren açıklamalar yapmaya, sebepsiz ve hatta haklı olduğum halde özür dilemeye başlamıştım. Hep hasta olduğumu, bunun herkesin yorduğunu, sürekli herkese yük olduğumu hissediyordum. Ama aslında başkalarının benim hakkımda ne düşündüklerini düşünmek ve hatta kurgulamak üzerimde bir YÜK olmuştu. Tam bir ZAN hastalığına yakalanmıştım.
Aşağıdaki listemdeki tüm soruları mantıklı bir şekilde cevaplayarak yavaş yavaş kendimi bu KORKUNÇ ZİHNİYETTEN çıkarmaya başladım. İlk başta cevaplarım daha çok mazeret gibiydi, kendimi depresif duygularıma tutsak edebilmek için diğer insanların fikirlerinin neden önemli olduğu hakkında bir tür yarım ağızlı tartışmalar yapmaya çalışıyordum. Sonunda o duvarı aştım ve umarım bu sizin için de bir kapı aralayabilir.
BAŞKALARININ FİKİRLERİ HAKKINDA ENDİŞEYİ NEDEN DURDURMALISINIZ? 1- Faturalarınızı ödüyorlar mı?
Bu, listenin en üst sırasında yer alabilir çünkü makalelerimi okuyan çoğunuz çalışan yetişkinlersiniz. Peki, faturalarınızı ödemekten veya sizi finansal özgürlüğe kavuşturmaktan endişe duyduğunuz bu insanlar mı?
%99'unuz buna büyük bir "YAAA HAYIR" ile cevap vereceksiniz. Birinin olmasını dilerdik ama onlar değil.
Öyleyse neden onlara hayatınız, seçimleriniz ve zihniniz üzerinde BU KADAR GÜÇ veriyorsunuz? Onlar aileniz olsa bile... Araba kredinizi, telefon faturanızı veya kredi kartı borcunuzu kız kardeşiniz veya teyzeniz mi ödüyor? Sosyal medyada iyi bir hayat yaşayan bu "hiç kimse" size her ay bir çek mi gönderiyor? Muhtemelen değil. Ama bir şeyi açıklığa kavuşturmama izin verin; bir fatura ödeyen biri olsa bile,bu kimseye seni muhteşem daha az hissetme hakkını vermez
Sizi herhangi bir şekilde daha iyi hale getirmeyen insanları, sizi olumsuz etkileyecek alanla ilgilenmeyi bırakın.
2- Birlikte bir hayatları var mı?
Senin ve hayat seçimlerin hakkında sürekli olumsuz konuşan hemen herkes aslında muhtemelen senden daha kötü durumdadır.
Bunu tekrar söyleyeceğim.
Senin ve hayat seçimlerin hakkında sürekli olumsuz konuşan hemen herkes aslında muhtemelen senden daha kötü durumdadır. Gizlice ve sinsice...
Sizi “yargılayacak” bu insanlar, kendilerini aldatan, nefret ettikleri berbat bir işte çalışan, gerçek arkadaşları olmayan, kendi hayatlarından ve kendilerinden mutsuz olan, pis bir kalp evinde yaşayanlardır. Hayatlarını bir araya getirmiş gibi gösterebilirler ama kapalı kapılar ardında en kötü değilse de bir o kadar karışıktırlar! Ve her şeyi çözmüş gibi görünseler bile, kimse kapalı kapılar ardında neler olduğunu bilmiyor. O yüzden ne dediklerini umursamayı bırak.
3- İlgilenmeyi bırakın çünkü onlar kendileri bile “mükemmel” mi?
Bu, bir önceki maddenin alt başlığı diyebilirim.
Ama başka birinin sizinle ilgili görüşünün sizi etkilemesine izin verecekseniz, o kişinin kendisinin “mükemmel” olduğundan emin olun. Eleştirilerin nereden geldiğine bakmaya başladığınızda, ONLARIN BÖYLE OLMADIĞINI ve aslında kendilerinin de oldukça kötü nitelikleri olduğunu fark edeceksiniz. Şimdi bu, herkese kötü niyetle yan gözle bakmanızı sağlamak için değil, sadece kimsenin hayat denen bu kısa yolculukta ne yaptığını tam olarak bilmediğini veya bilemeyebileceğini kabul et. Başkalarının etkisine izin vermeden önce, sadece, ilk önce bunu düşünün.
MÜKEMMEL diye bir şey olmadığından bahsetmiyorum bile! Size “mükemmel” görünen bir şey, bir başkası için dayanılmaz olabilir.
Hepimizin hayat hakkında kendi görüş ve düşünceleri var ve hiçbirimiz yanılmış değiliz. Yetiştirilme şeklimiz ve içimize aşılanan inançlar nedeniyle düşünme şeklimizin başka birininkinden daha üstün olduğuna inanmaya çok şartlandırılmışız. Bu kadar çok kin, düşmanlık, ırkçılık, terör ve zorbalık bu yüzden ortaya çıkıyor. Nesillerdir bu böyle ve zincirkıranlar ortaya çıkmadığı müddetçe böyle devam edecek..
4- Çoğu insan doğal olarak mutsuzdur ve hakkında dedikodu yapacak bir şeye ihtiyacı vardır. Sen sadece haftanın seçimisin, bunu fark et.
Yıllar içinde fark ettiğim bir şey var ki, en çok olumsuz konuşanlar genellikle en kötü durumda olanlar oluyor. Sadece maddi varlıklardan bahsetmiyorum. Bu insanlar, kendileri de dahil olmak üzere hayatlarının her alanında mutsuzlar. Hayatları ve kendileri hakkında daha iyi hissedebilmeleri için diğer insanları hakir görmeleri gerekiyor. Sanki o kadar da kötü değillermiş gibi hissettiriyorlar. Mutsuz olan insanlar, başkalarının da mutsuz olduğunu bilmekten biraz teselli bulabiliyorlar.
Partnerinin onlara daha da kötü davrandığını çok iyi bildiğinde, sizin birlikte olduğunuz kişi hakkında konuşurlar. Sosyal ve dışa dönük olmanız hakkında bir sürü şey söylerler çünkü gerçekten kıskanırlar. Kendileri darmadağınken size hayatınızı nasıl yaşayacağınızı anlatmaya çalışırlar. O yüzden lütfen ne dediklerini boşverin.

5- Onlar kim?
Keşke bunu daha net bir şekilde isim isim söyleyebilseydim, ama elbette mümkün değil.
Onlar, YARATAN olmadıkça, sizin hakkınızdaki fikirleri ÖNEMLİ OLMAMALIDIR.
(Ayrıca Allah merhametli ve affedicidir. Adildir, sizi sizden iyi bilir.)
Şimdi bazılarınızın yufka yüreklilikle düşündüğünü anlıyorum, “Bu benim ailem ya da bana yakın biri” gibi şeyler söylüyorsunuz. Ben de bunun daha kötü olduğunu söylemek için buradayım. Bu asıl onlar için utanç verici olmalı.
Benim bir yanım genelde herkesin ağzına geleni düşünmeden söylediği bir Selanik ailesinden geliyor. Arnavut tarafım daha "Aman ağzımızın tadı kaçmasın Ali Rıza Bey" şeklinde yaşarken Trakyalı tarafım daha "dan dun" konuşmalarla dolu. Bu aile bireylerinden bazıları gerçekten diğer kişinin nasıl hissedebileceğini düşünmeden istediklerini söylüyorlar. Özellikle gençliğimde daha çok ve babamın vefatından sonra bir müddet bunlarla uğraştım. Şimdi beni de sokmaya çalıştıkları bu kalıbı reddediyor ve net tavrımı koyup yoluma devam ediyorum. Bu "her şeyi düşünmeden" söyleme meselesini kendimde "dobra" olmak şekline dönüştürdüğüme inanıyorum. En azından çevremden bu şekilde duyuyorum. Genelde kelimeleri ilk anlamlarında kullanırım ve söylediğimin dışında bir şey ima etmem. (Bu genelde yanlış anlaşılıyor çünkü insanlar bir duyguyu direkt söyleme becerisini neredeyse yitirmiş durumdalar o yüzden her laftan başka bir anlam çıkarma çabasında olabiliyorlar.)
Ayrıca bu listede 1 ve 4'ü tekrar ziyaret ediyorum ve oldukça hızlı bir şekilde üstesinden geliyorum.
6- Herkesi Mutlu Edemezsiniz!
Bunu bir an önce anlamalısınız. Hayatınızdaki herkesi mutlu edemeyeceksiniz. Hem ayrıca, bu çok yorucu!
Kendi anne babanız bile, sizin yaşamınız için “kabul edilebilir” olduğunu düşündükleri şeyler konusunda karşıt görüşlere sahip olabilir. Herkesi memnun etmeye çalışmak, kendimiz ve büyümemiz için yapabileceğimiz EN KÖTÜ şeylerden biridir. Mutlu etmek için endişelenmeniz gereken tek kişi, her zaman kendinizsiniz. Sizi gerçekten seven ve sizin için gerçekten üzgün olan insanlar, nihayetinde SİZİN MUTLULUĞUNUZU umursadıkları için sizi sevmeye devam edeceklerdir.
7- Kendinize, "60 yaşıma geldiğimde bu şey hala önemli olacak mı?" diye sorun.
Ne zaman kendimi bir durum karşısında bunalmış yakalasam, oturur ve kendime bu soruyu sorarım. Beni hemen gerçeğe döndürür.
Arkadaşınız, belki çocukluk komşunuz, aileniz, saf gençlik aşkınız, yaptığınız bir seçim nedeniyle kişisel olarak yaşadığınız bir şey... 60 yaşındayken bu insanlardan veya durumlardan herhangi birinin önemi olacak mı? Ya da şu anda 60 yaşındaysanız, bundan bir yıl sonra bile önemli olacaklar mı? Sizin için tahminim; kesinlikle hayır diyeceksiniz. O yüzden diğer insanların sizin hakkınızda ne düşündüklerini umursamayı bırakmalı ve elinizden geldiği kadar yaşayabildiğiniz en iyi hayatı yaşamaya çalışmalısınız!
Endişelendiğim her şeyin aslında mücadele ettiğim güvensizliklerin altında yattığını fark ettiğimde, kendi içimde özgür ruhlu benliğime geçiş yapmak çok daha kolay oldu. Dikkatinizi ve enerjinizi, diğer insanların sizin hakkınızda ne hissettiğinden çok KENDİNİZİ NASIL HİSSEDECEĞİNİZE vermeye başlayın.
Pişman olmayacaksın.
Comments